Eksi 18 derecede genetik koruma.
Yarım asır önceki Diyarbakır karpuzunun, Ankara domatesinin ve daha birçok yerel lezzetin tohumu ''eski tatları gelecek kuşaklara aktarmak'' amacıyla çok özel koşullarda korunuyor. Enstitü Müdürü Ali Osman Sarı, yaptığı açıklamada, enstitü bünyesindeki Ulusal Gen Bankası'nda 9 bin civarında yerel bitki, yabani akrabaları ve yabancı türlerin tohumlarının bulunduğunu belirtti.
Türkiye'nin bitki türü açısından çok zengin olduğunu, neredeyse tüm Avrupa'daki kadar bitki çeşitliliğine sahip olduğunu anlatan Sarı, 1963 yılında kurulan enstitünün o günden bu yana ülkenin her yerinden elde edilen tohumları sakladığını dile getirdi.
Diyarbakır karpuzundan Ankara domatesine kadar akla gelebilecek her türlü yerel çeşide sahip olduklarını kaydeden Sarı, tohumları özel odalarda kuruttuktan sonra, biri 0, diğeri eksi 18 derece olan 2 muhafaza alanına aldıklarını bildirdi.
TEKRAR EKİLMESİ VE VERİM ALINMASI MÜMKÜN
Ulusal Gen Bankası'nda 55 bin civarında tohum bulunduğunu açıklayan Ali Osman Sarı, uzun süreli muhafaza alanı olan eksi 18 derecedeki koleksiyondaki tohumları 10 yılda bir kontrol ettiklerini, sorun olduğu taktirde tohumlardan üretim yapıp tekrar koleksiyona dahil ettiklerini ifade etti. Tohumların tekrar ekilmesinin ve verim elde edilmesinin mümkün olduğunu söyleyen Sarı, gelecek nesillere aktarma ve araştırma amaçlı olarak tohumları sakladıklarını dile getirdi.
NEDEN ESKİ TATLAR YOK?
Yarım asır önceki karpuzla bugün üretilen karpuz arasında tat farkı olduğunu söyleyen Sarı, bu farkın arz talep ilişkisi ve ticari faaliyetlerden kaynaklandığını kaydetti. Sebze üreticilerinin çoğunlukla ''yola dayanıklı'' ve ''raf ömrü uzun'' ürün tercih ettiğini ifade eden Ali Osman Sarı, ıslah işleminin de bu talep doğrultusunda gerçekleştiğini ifade etti.